Her ne kadar elektrikli arabaları geçtiğimiz 10 senede daha sık duymaya başlamış olsak da, sanılanın aksine elektrikli arabalar, benzin ve mazotla üretilen arabalardan çok daha önce üretilmiştir. Elektrikli arabalar ilk olarak 1880 yılında üretilmiş, bu arabaların seri üretimine de 1888 yılında Almanya Flocken Elektrowagen ile başlanmıştır. Fakat, enerji depolama ve enerji verimliliğindeki eksikliklerinden dolayı, bu araçlarda şarj ve menzil ile ilgili problemler yaşanmaktaydı. Bu durum, araç kullanıcılarını 1899 yılında Henry Ford tarafından üretilmeye başlanan içten yanmalı motorlu araçlara yönlendirmiştir. İçten yanmalı araçlar, her ne kadar çevreye daha zararlı olsa da, bulunulan dönem içerisinde kullanıcılara büyük avantajlar sağlamaktaydı. Seri olarak üretilen, yüksek randımanlı, menzil uzunluğu problemi yaşamayan içten yanmalı motorlu araçlar, aynı zamanda herkesin alabileceği fiyatlardaydı. Sağladığı bu kadar avantajla, elektrikli arabaların içten yanmalı motorlu araçlarla rekabet edebilmesi mümkün değildi.
Elektrikli Arabaların Dönüşü
Özellikle 2000’li yıllardan sonra elektrikli arabalar yeniden hayatımıza girmeye başladı. Bu duruma, Renault, Nissan, Volkswagen, BMW, Opel gibi pek çok öncü araba markasının da elektrikli araba üretimine başlaması büyük etki etti. Dünya çapındaki araba markalarının, elektrikli arabalarla ilgili yaptığı çalışmalar bir yana, bu konuda sektöre öncülük yapan ismin Elon Musk ve dolaylı olarak Tesla Motors olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Her ne kadar ülkemizde, elektrikli arabaların kullanılmasını yaygınlaştırmakla ilgili pek çok çalışma yapılmasına rağmen, trafikteki elektrikli arabaların sayısı Avrupa ve ABD’nin çok altında kalmaktadır.
Elektrikli Arabalar Türkiye’de Neden Tercih Edilmiyor?
Tüm dünyada elektrikli arabaları tercih etmekle ilgili bir akım yaşanırken, yapılan pek çok teşviğe rağmen Türkiye’deki araba kullanıcıları henüz bu akıma dahil olmadılar. Bu durumun başlıca nedenlerinden ilki olarak, elektrikli arabaların yüksek fiyatlarını sayabiliriz. Her ne kadar, elektrikli arabalarda ciddi oranda yakıt tasarrufu sağlansa da, bu araçların satış fiyatının yüksek olması, kullanıcıları hâlâ benzinli veya mazotlu araba almaya yönlendirmektedir. Yüksek araba fiyatlarına ek olarak, bu arabaların elektrik enerjisini depoladıkları akülerinin şarj edilmesi de kullanıcılar açısından sorun teşkil etmektedir. Henüz elektrikli arabalar ana akım haline gelmediği için, bu arabaların şarj edilebilmesiyle ilgili gerekli altyapı daha oluşturulamadı. Yukarıda yazılanlara ek olarak, aylık olarak ödenmesi gereken akü kirası da ayrı bir masraf olarak kullanıcıları endişelendirmektedir. Aracınızı kullanın ya da kullanmayın, akünüz bitsin ya da bitmesin, otomobil markası tarafından aylık olarak belirlenen akü kirasını ödemek zorunda kalıyorsunuz. Sonuç olarak, hem ülkemizde hem de dünyada, elektrikli arabalar konusunda geniş bir araç yelpazesi henüz mevcut değil. Otomotiv sektöründeki dev markalar bile elektrikli arabalar konusunda kullanıcılara 1-2 modelden fazlasını sunamıyorlar. Bütün bu maddeler, Türkiye’de elektrikli arabaların beklenen ilgiyi görmemesine neden oluyor. Peki elektrikli arabaların avantajları nelerdir?
Elektrikli Arabaların Avantajları
Öncelikle elektrikli arabaların en önemli özelliği, çevreci olmalarıdır. Elektrikli arabalarda fosil yakıt kullanılmadığı için çevreye zarar vermemektedir. Çevreci olmasının yanı sıra, elektrikli otomobiller yakıt konusunda benzin ve mazotlu otomobillere göre çok daha ekonomiktir. Son olarak, ülkemizde devlet tarafından bu otomobiller için teşvik yapılmaktadır. Ülkemizde elektrikli otomobillerin ÖTV’si muadillerine göre oldukça düşüktür.
Elektrikli Arabaların Geleceği
Tüm dünya ülkeleri, elektrikli otomobillerin teşvik edilmesi konusunda ciddi adımlar atmaya devam etmektedir. Örnek olarak, Dubai’de 2019’a kadar elektrikli otomobillere otoyol ve park yerleri ücretsiz oldu. Diğer taraftan, Hollanda hükümeti 2025 yılı sonrasında elektrikli olmayan araçların satışını yasaklamayı planlıyor. Mobilitenin geleceği artık elektrikli araçlar ve sürdürülebilir ulaşım çözümleri üzerine şekillenmeye başlıyor. Bütün bu teşvik ve uygulamaların ardından, elektrikli arabaları önümüzdeki günlerde, hem ülkemizde hem de yurtdışında çok daha sıklıkla görmeye başlayacağımız aşikar.